Bugün robotlar ve insanların karşı karşıya gelme durumların inceleyeceğiz. Günümüzdeki yeniliklerin olası sonuçları tartışıldığında, iş gücünün robotlarla ikame edilmesi, gelecekte insanların işsiz kalacağına dair kaygıların çoğu zaman örtük, zaman zaman da açık biçimde gündeme gelmesine yol açıyor.
Özellikle yapay zekâ ile çalışan ve yeni bilgileri bir sonraki aşamada kullanabilen, dolayısıyla düşünüyor izlenimi veren makinelerin hayatımıza daha çok dâhil olması bu tartışmaları daha da hararetlendiriyor.
Aslında robotların insanların işlerini ellerinden alacağı yaklaşımı insanlık için çok da yeni değil. İnsanların işlerini kolaylaştıran bütün makinelerin bir ölçüde iş gücünün yerine geçmesi nedeniyle, her yeni icat sadece emeği ile hayatını kazananlar tarafından sürekli gündemde tutuluyor.
“Makine Düşmanlığı”nın Tarihi Eskilere Dayanıyor
İngiltere’de 1811-1816 yılları arasında makinelere savaş açan İngiliz işçi Ned Ludd, Luddizm (makine düşmanlığı) hareketine adını verdi.
Günümüzde benzer tepkiler özellikle kitlesel istihdamın azalmasına yol açan teknolojik yeniliklerde kendini gösteriyor ve Yeni Luddizm olarak adlandırılıyor. Bugün uzun vadede yararlı hâle geldiği konusunda neredeyse tam bir görüş birliği olan ve maliyetleri düşüren ama iş gücüne olan talebi azaltan tüm makineleşme ve otomasyon uygulamalarına geçmişte gösterilen aşırı tepkileri tümüyle geçmişe ait bir tutum olarak değerlendiremeyiz.
İş gücüne olan ihtiyacı azaltan tüm yenilikler, her dönemde o sektörlerde çalışan ve işini kaybetme riskiyle karşılaşanlar tarafından büyük tepkiyle karşılanmıştır. Teknolojik yenilik yüzünden işsiz kalan hiç kimsenin, “Ben işsiz kaldım ama üretim maliyetleri düştü, sonuçta mal veya hizmetlerin piyasa fiyatı azaldı, ülkem için veya insanlık için daha iyi oldu.” demesini bekleyemeyiz. İşini kaybedenler, makinelere açıkça saldırmasa da işsiz kalmalarına yol açan yenilikleri dolaylı yollardan kötüleyen yaklaşımlara meyleder.
Bunun en hafif tezahürü, çoğu zaman, makineler insanlardan daha kusursuz iş yapmalarına rağmen, onların yaptığı işin insanınkiyle aynı kalitede olamayacağını ileri sürmektir. “El yapımı” ürünleri değerli görmenin arkasında sayıca az olmaları varsa da işin içinde biraz da makinelere karşı gösterilen tepki var. İşsizlik yaratan teknolojik gelişmeler, işlerinden olanların sadece gelirlerini değil, sosyal statülerini de büyük ölçüde aşındırır.
İnsan emeği ile yapıldığı için övgüler alan birçok ürün (dokuma, mobilya, el sanatları vb.) makineler ile daha kısa sürede, daha kusursuz ve daha bol miktarda, üstelik daha düşük maliyetle üretildiğinde, onu önceden üreten emek sahiplerini de bir nevi değersizleştirir. Tüm sayfaları kusursuz biçimde çoğalttığını düşünen bir müstensihin, yerine geçen matbaa makinelerine vereceği tepkiyi hayal edin.
Tamamlayıcı ve İkame Edici Teknolojiler
İnsanların işlerini alet ve makinelere yaptırmalarının tarihi eskidir. Teknolojiyi bir işi yapmanın yol ve yordamı ile onu yapmayı kolaylaştıran her şey olarak tanımlarsak, üretimde insana yardımcı olan tüm alet ve makineler, bugün bize çok ilkel özelliklerde görünseler de birer teknoloji ürünü olarak değerlendirilebilir.
Bu bağlamda insanlık tarihinin dönüştürücü etkileri bakımından en büyük yeniliklerinden biri, toprağın belirli bir derinlik içinde altüst edilmesini sağlayan sabanın icadıdır. Yerleşik tarıma geçişte sabanın rolü, sanayileşmede buhar makinesinin veya dijitalleşmede mikroçiplerin rolüne eş değerdir. İnsan ile alet-makine ilişkilerinde tamamlayıcı ve ikame edici olmak üzere iki temel etkiden bahsedebiliriz.
Tamamlayıcı etki, geliştirilen alet veya makinelerin yapılacak işin bir kısmını üstlenerek insanlara yardımcı olması ve işlerini kolaylaştırmasıdır. Bıçaktan mutfak robotuna, süpürgeden elektrikli süpürgeye, sabandan traktöre kadar birçok alet veya makineyi bu kapsamda sayabiliriz. Bu tür alet ve makineler, yapılacak işlerin daha kısa sürede, daha az zahmetle, hatta daha kusursuz ve iyi bir şekilde gerçekleştirilmesine yardımcı olurlar.
İnsan emeği bu aletlerle birlikte çok daha verimli hâle gelir. Aletler ne kadar iyi olursa olsun ancak insan emeği ile birleştiğinde işe yarayacağı için bu ilişki bir tamamlayıcılık ilişkisi olarak değerlendirilebilir. Örneğin bir traktör onlarca işçinin yapacağı işi onlardan daha kısa sürede, daha hızlı ve iyi yaparak onların iş gücünü ikame etse de çalışması ve iş görmesi için bir insana ihtiyaç duyduğundan tamamlayıcı özellikte değerlendirilir.
Ancak sürücüsüz traktör ya da akıllı ev süpürme robotu gibi makineler işin rengini bayağı değiştirir. Bu “akıllı” denilen makineler, insanın gözetim ve müdahalesi olmadan, önceden tanımlanan sınırlar çerçevesinde kalmak şartıyla, kendilerine verilen işleri baştan sona bir insan gibi yapabildikleri için diğerlerinden farklıdır. Bu şekilde bir işin baştan sona insan yerine makine tarafından yapılması ve insan gücünün tamamen devre dışı kalması durumuna ikame etkisi denilebilir.
Aslında tamamlayıcı etkisi olan her alet veya makine sağladığı avantaj durumuna göre (örneğin bir saatlik işi 10 dakikada yapmak gibi), birim iş gücü bağlamında kısmi ikame etkisi sağlar. Yine de tümüyle ikame ile sonuçlanan yeniliklere göre, sosyal sonuçları bakımından, bu durumun önemli farklılıklar taşıdığı gayet açıktır. Bu farklılıklar, insan gücünün tümüyle üretim dışına itilmesinden kaynaklanır. Üretim dışında kalan insan gücünün üretimden pay alma iddiası da ortadan kalkacağı için bu durumun ekonomik, siyasal ve sosyal sonuçları başkalaşır.
Bu nedenle insanlar için ürkütücü ve korkutucu olan, teknolojinin tamamlayıcı değil, ikame etkisidir. Yapay zekânın yoğun kullanıldığı robot teknolojilerinde, insana özgü özelliklerden olan muhakeme etme, çıkarımlarda bulunma ve karar verme özelliklerini de içeren yeteneklerle donatılmış robotların tamamen insanların yerine geçebileceğine dair senaryolar genel bir sosyal karamsarlık yaymakla kalmıyor, geleceğe dair tedirginlik de meydana getiriyor.
Tekno-iyimser yaklaşıma göre, gelecekte robotlar bugün insanlar tarafından yapılan ve yüksek beceri gerektirdiği için makinelere devredilemeyeceği düşünülen pek çok işi kendi başlarına üstlenebilecekler.
Bu bağlamda çeşitli örnekler üzerinden konuyu netleştirmeye çalışalım. Bugün dünyada toplam üretim hacminin 150 trilyon dolar dolayında olduğu belirtiliyor. Ortalama olarak, hizmet sektörünün bu miktardaki payı %68, sanayinin %28, tarımınki ise %4 civarındadır. Bu üretimin gerçekleşmesinde çalışan iş gücünün ise %23’ü sanayide, %27’si tarımda ve geri kalan %50’si de hizmet sektöründe çalışıyor. Ortalama işsizlik oranı ise %5,5’tir.
Gelişmiş ülkelerde hem üretimin hem de çalışanların hizmet sektöründeki payı daha yüksek, tarım ve sanayide makineleşme oldukça hızlı ve dev makineler büyük ölçüde insan gücünün yerini dolduruyor. Robotların neredeyse insan eli değmeden ürettiği araba, mobilya, ev eşyası, mutfak gereçleri ve kıyafetler her geçen gün artıyor. Tamamen insansız çalışan araçlar henüz sınırlı sayıda olsa da yapay zekâ çalışmaları ilerledikçe bugün insanların yaptığı birçok denetim işi bilgisayarlar yoluyla yavaş yavaş makinelere geçiyor.
Asıl Tehdit Hizmet Sektöründeki Robotlar
Şu anda ekonomilerde istihdamın en büyük kısmı hizmet sektöründedir, dolayısıyla hizmet sektörünün robotlaşması sonuçları bakımından çok sarsıcı olabilir. Çalışanlar nezdinde asıl kaygı yaratan da budur.
Zira tarım ve sanayide oransal olarak daha fazla iş gücü istihdamı, hiçbir ülkenin ulusal hedefleri arasında yer almaz. Hatta bu alanlarda daha az insan istihdamı ekonomiler için bir gelişmişlik göstergesidir. Hâliyle tehlikeli olduğu düşünülen durum hizmet sektörünün makineleşmesidir. Bu durumda neler olabileceğine dair tahminleri gelin gözden geçirelim. makinelere geçiyor.
Otonom Trafik Araçları
Sık sık örneklerini gördüğümüz kendi kendine çalışan (otonom) araçları düşünelim. Bütün yolların sensörlerle düzenlendiği bir ortamda, bu otopilotlu araçların trafik kurallarına insanlardan daha çok uyacağı, dolayısıyla hız limitlerinin aşılması, uykusuz veya alkollü araç kullanımı ve araçların takip mesafesine uyulmaması gibi sürücülerden kaynaklanan ve kazalara yol açan kural ihlallerinin yok denecek düzeye ineceği düşünülüyor.
Özellikle nakliye işi yapan ve piyasadan araç kiralama ihtiyacı olan firmaların, insan şoförlü araçlar piyasada olsa bile, onlar yerine otopilotlu araçlara daha fazla talep gösterecekleri tahmin ediliyor. Bu araçlar için şoför ücreti ödenmeyeceğinden buna bağlı olarak ortaya çıkan sosyal güvenlik ödemeleri de olmayacak.
Ayrıca bu araçlar, kaza risklerinin daha kolay azaltılması, yolların boş olma durumuna göre günün her saatine uyarlanabilen daha etkin yol kullanımı, hız limitlerine harfiyen uyma ve “durkalk”ın daha az olması sebebiyle yakıt tasarrufu gibi çok yönlü avantajlar sağlayacak. Bununla birlikte, otopilot araçların bakımı için yeni teknolojiler üretilecek ve bunları kullanan araç bakım istasyonları inşa edilecek, böylece geleneksel araç bakım servisleri aşamalı olarak tarihe karışacak.
Düzenli bakımı yapılan otonom ulaşım araçlarının trafiğe çıkması, hayatını şoförlük ile kazananların ve onlara destek hizmeti sunan (sürücü kursları, taşıtların tamir ve bakım işleriyle uğraşanlar, sürücülere özgü aksesuarları üretenler ve sürücü dinlenme tesislerinde çalışanlar vb.) birçok iş alanının giderek azalmasına yol açacak. Hâliyle bu dönüşüm at arabasından motorlu arabalara geçiştekinden daha büyük ve yaygın etkili olacak.
Robot Yardımcılar
Bugün insan eliyle yürütülen çocuk, hasta veya yaşlı bakımı konusunda ihtisaslı robot yardımcıların hayatımıza girdiğini düşünelim. Çocuğunuzun yaşına göre ihtiyaç duyduğu her işi, hiç sıkılmadan, yorulmadan ve geç kalmadan tam zamanında yerine getiren robot yardımcılar, muhtemelen birçok nedenle bugünün insan bakıcılarından daha fazla talep görecek. Çünkü bu robot yardımcılar, ne eksik ne fazla, sadece onlara 59 önceden tanımlanan işleri öngörülen zamanda yapacak, işleri bittiğinde kendiliklerinden ayakaltından çekilecekler.
Dolayısıyla bu robotlar maliyetleri uygun hâle geldiğinde ev ve iş yerlerinde hızla insanların yerini alacak. İlgili tuşa bastığınızda hemen sizi sıraya alacak ve önceden kıvamını belirlediğiniz kahvenizi yanınıza getirecek bir robot çaycı, muhtemelen insan çaycıları hiç aratmayacağı gibi ücret ve sigorta primi gibi giderlere de tamamen son verecek.
Robot Hemşire ve Hasta Bakıcıları
Aynı durum robot yaşlı bakımı hemşireleri için de geçerli. Günün herhangi bir saatinde yapılacak ölçümleri (ateş, kan, şeker, tansiyon vb.) hiç aksatmayan, uzaktan hareket algılayıcı ve ateş ölçerlerle donatılmış, uyku dışı hareket azalmalarını yakından takip eden sensörleri yoluyla beklenmedik durumlarda ani müdahaleleri yapan, ölçüm sonuçlarını objektif bir biçimde ve zaman kaybetmeden gün içinde hemen değerlendiren, iğne ve pansuman gibi tıbbi müdahalelerde bulunabilen, ilaçların dakik bir şekilde alınmasını sağlayan ve gece gündüz hiç yorulmadan görev başında bulunan bu robot hemşirelerin hastanelerin vazgeçilmez demirbaşları arasına gireceği kesin gibi.
Robot Doktorlar
Tahlil ve ölçüm sonuçlarını değerlendiren, hastanın kendisinin ve yakınlarının o güne kadarki hastalık öykülerini birleştiren, benzer semptomları olan sisteme kayıtlı tüm hastaların tedavilere verdiği tepkileri karşılaştıran ve hastanın durumunu en son çıkan bilimsel yayınlarla da güncellenen bir yaklaşımla değerlendiren online/robot doktorlar hayal edelim. Her sorduğunuz soruya cevap verebilecek, yorulmak nedir bilmeden her daim aynı dinçlikle çalışacak robot doktorlar sayesinde sadece hizmet kalitesinde standart ve güncellik bakımından değil, sağlık hizmetlerine erişimde de şimdikine göre çok büyük bir kolaylık ve görece eşitlik sağlanacak.
Dolayısıyla, hastalar büyük ölçüde bu online/ robot doktorları tercih edecek. Sağlık personeli robotlar ile sağlık hizmet arzı şimdiye kadar hiç olmadığı kadar genişleyebilir, şimdilik teoride kalan ve her hastanın özgül koşullarını dikkate alan bireyselleştirilmiş tedaviye geçilebilir.
Robot Hâkimler
Her türlü ulusal ve uluslararası mevzuatı, önceki benzer uygulama ve içtihatları tam ayrıntısı ile değerlendiren, çok karmaşık ifade ve belgeleri çok hızlı bir şekilde işleyip mevzuatın öngördüğü kararları en ayrıntılı gerekçesine varıncaya kadar saniyeler içinde açıklayabilen robot hâkimler hayal edelim. Ceza indirimi yapılacak hâlleri ve bunların uygulanma koşullarını da titizlikle ve herkese aynı şekilde uygulayacak ve çok hızlı biçimde karar verecek bu robot hâkimler de geleceğin mahkemelerinde tercih edilebilir.
Robot Mali Danışman ve Muhasebeciler
Tüm mali kayıtları hassas biçimde inceleyen ve her türlü riski matematiksel olarak hesaplayıp en uygun seçenekleri sunan veya bizim için tercihlerde bulunan mali müşavir ve muhasebeci ya da yatırım danışmanı robotlar düşünelim.
Her türlü menkul ve gayrimenkul varlığımızın riskleri ile beraber yatırım seçeneklerini hesaplayan, ödemelerimizi tam gününde ve hiç cezaya düşürmeden banka hesabımızdan yapan, hesap bakiye durumumuzu günü gününe takip eden ve tüm kaynaklarımızı verimli bir şekilde kullanan bu makineler, aynı zamanda finansal sırlarımızı kimseyle paylaşmayan güvenilir yardımcılar olacak.
Kritik talimatlar için biyolojik parmak izimizi okutmayı zorunlu kılarak bizim dışımızda birilerinin araya girip yanlış talimat vermesini de önleyebiliriz. Piyasada var olan ve erişebileceğimiz her tür bilgiye kolayca ulaşabilen, düzenleyici işlemlerin sonuçlarını rasyonel bir şekilde hesaplayan ve tam zamanlı çalışan bu yardımcılar, mali müşavir, emlak danışmanı, muhasebeci, sigortacı vb. gibi birçok ayrı işi de aynı anda yapabilecek.
Biz sadece onu uygun biçimde programlayıp gerekli talimatları verdikten sonra zaman zaman güncelleme, bakım ve onarım işlerini aksatmayacağız, hepsi bu kadar!
Robot Öğreticiler
En iyi anlatma teknikleri ile tanışmış, mevcut bilgi birikiminin aşamalı ve ilgiye göre kategorileştirerek yüklendiği robot öğreticiler düşünelim. Bunlar sadece dersi anlatmakla kalmayacak, aynı zamanda yetenek avcılığı da yaparak olağan dışı bir zekâ ile karşılaştıklarında merkeze bilgi vererek onun için daha etkili bir program isteyecekler. Hiçbir yetenek, değerini gözden kaçıracak bir öğreticinin elinde heba olmayacak, herkese yeteneğine göre eğitim verilecek. Herkesin ne bildiği ve neyi ne zaman öğrendiği ömür boyu izlenebilecek, böylece nesnel ve güvenilir bir öğrenme geçmişi tutulacak. Hayali bile güzel…
Sonuç olarak
Bu beş gelecek tahmini üzerinden yeniliklerin gelecekteki istihdam durumunu nasıl etkileyeceği ile ilgili şunları söyleyebiliriz; İşlerin yapılış tarzına yönelik yenilikler gelecekte de mutlaka devam edecektir. Bu yeniliklerin hangi alanlarda (sektörlerde) ne kadar gerçekleşeceği konusu belirsizlikler içeriyor.
Gelecekte insanlara alım gücü, dolayısıyla ürünlere piyasa oluşturacak bir ücret veya başka bir gelir sistemi mutlaka olacaktır. Böyle bir sistem olmadan üretimi artırmanın bir anlamı olmayacaktır. İyi haber, üretilen tüm mallar günlük ortalama iki saat veya ayda iki günlük bir emek ile üretilebilecek olsa bile, üretimin gerçekleştiği ekonomik sistemin üyesi olan bireylere belirli bir tüketim hakkı verecek şekilde tasarlanacak olmasıdır.
Bunu sağlayacak olan da demokrasiden taviz verilmeyeceği beklentisine dayanan ve her bireye bir oy hakkı tanıyan kuraldır. Teknolojik verimlilikle oluşan üretim artışının insanlar arasında dağıtılmasının bir yöntemi mutlaka geliştirilecektir.
Ortaya konan üretimin bireyler arasındaki dağılımında sadece ekonomik faktörlerin etkili olmayacağını, yükselecek politik ve kültürel değerlerin de bu yeni sistemlerin tasarlanmasında önemli rol oynayacağını söyleyebiliriz.
Kötümser olmak isteyenlere müjde: Mal ve hizmetleri satın alacak yeterli talep oluştuğunda, bu talebin herkese makul ücret veya geliri garanti eden bir sistem ortaya koyacağını söylemek için elimizde bir dayanak yok. Muhtemelen kötümser gelişmeler son 100 yılda olduğu gibi yine gelir dağılımının seyrinde rol alacaktır. Son söz olarak şunu söyleyebiliriz: Karamsar olmayalım ve insani değerlerin yerini hiçbir şeyin tutamayacağını da unutmayalım.